Ölümünün 46. yılında “İşçilerin Kartalı” İsmet Demir

Haluk Koşar

Her mücadelenin ön saflarında kaçınılmaz olarak bir karakter yer alır. Herkes öne geçebilir ama önderleşmek herkesin becerebileceği bir durum değildir. Önder olmanın kenarına tik atabileceğiniz bir listesi yoktur. Sınıf mücadelesinde önderleşmek için patronların çıkarı karşısında işçilerin çıkarını savunmanız gerekir ama yetmez. Günü geldiğinde işçinin, kendisinin satılmayacağını bileceği bir güvenin oluşması gerekir. İşte o güvenin oluşma süreci önderleşme sürecidir. Mücadele ile sınanır, kavga ile çelikleşir. Herkese nasip olmaz.

Sendikacıların genellikle anlatılan hikayeleri işçileri nasıl sattıkları ve ne kadar zenginleştikleridir. Bu esasında sınıf mücadelesinin sendika ile çizilen sınırlarının çaresizliğinin de bir sonucudur.

Sınırları kaldıranların hikayeleri ise efsaneleşerek büyür. Onlar işçi sınıfının gerçek kahramanlarıdır. Varlıkları mücadele tarihinin köşe taşlarıdır. Sınıfın tarihinde elde edilmiş kazanımlarda hep onların ismi geçer. Onlar umudu bayraklaştırırlar.

Yalınayak İsmet

İşte İsmet Demir’in ismi de böyle kazınmıştır işçi sınıfının tarihine. Adı, inşaat işçileri arasında örgütlenen Yapı İşçileri Sendikası ile özdeşleşen İsmet Demir’in ilk önderliğini yaptığı yürüyüş ona ilk lakabını da kazandırır: Yalınayak İsmet. 1962 yılında “Açların Yürüyüşü” olarak anılan ve beş bin inşaat işçisinin iş kolundaki işsizliğe çare bulunması için Ankara’da Meclis’e yalınayak yaptığı protesto yürüyüşüdür bu.

Aynı yıl Ereğli Demir Çelik Fabrikası inşaatında işçilerin yaşadığı insanlık dışı durumlara karşı başlayan örgütlenme çalışması İsmet Demir’in organize ettiği büyük bir miting ile sonuçlanır. Erdemir tarihine geçer bu miting.

İnşaat sezonu olan yaz ayları İsmet Demir ile birlikte direnişlere sahne olur. 1965 Ambarlı Santralı, 1966 Adana Petrol Boru Hattı, 1967 Kadıncık Barajı, 1968 İzmit Petro-Kimya, 1969-70 Aliağa Rafinerisi ve 1974 İskenderun Demir Çelik Fabrikası inşaatlarında yaşanan direnişler İsmet Demir’e en bilinen lakabını kazandırır: İşçilerin Kartalı.

Dilden dile anlatılan hikayeleri efsane mertebesine yükselir. Derler ki Petrol Boru Hattı grevinin sonunda, şirketin müdürü İsmet Demir’in elini sıkıp “helal olsun sana yendin bizi” dedikten sonra Fransız bayrağını indirip onun yarım ayakkabılarından birini direğe çeker. Diğer ayakkabısını da Fransa’ya müzeye yollar. İşçiler böyle anlatırlar hikayeyi. Onu efsaneleştiren tam da işçilerin ona duydukları sonsuz güvendir.

Yiğit namıyla anılır

Kişisel mücadele tarihinde bir dolu lakabı olur İsmet Demir’in. Lakaplarının her biri adeta onun madalyalarıdır. “Yalınayak İsmet”, “İşçilerin Kartalı”, “Kumandan” işçilerin, dostlarının taktığı lakaplardır. “Sarhoş İsmet”, “Komünist İsmet” ise patronların.

Ama bilmezler ki onu aşağılamak için taktıkları bu lakapların onu daha da yücelttiğini. “Sarhoş İsmet”tir; Ama bu lakabı ona takan patronlar ve patron sendikacıları gibi lüks pavyonlarda değil işçilerle birlikte oturur içer. “Komünist İsmet”tir; Yolu Hikmet Kıvılcımlı ile kesişmiş ve kurtuluşun sosyalizmde olduğuna inanmış bir devrimcidir. Bunu gizlemez. Deniz Gezmişlere ve nice devrimciye sendikanın kapılarını açar. Patronların ondan bu kadar korkmaları boşuna değildir.

Bugün işçi sınıfını sendikalizmin bataklığından kurtarıp patronların karşısında dimdik durduracak güç tam da İsmet Demirlerin, onun yolundan giden Kenan Budakların, Nusrettin Yılmazların ve yakınlarda kaybettiğimiz Sarı Kemallerin ortaya koyduğu bu karakterde mevcuttur. İsmet Demir’in yolu işçi sınıfının devrimci yoludur.

Yazar

Scroll to Top